10 research outputs found

    Do bumper ads bump consumers?: An empirical research on YouTube video viewers

    Get PDF
    YouTube, the most popular present-day online video platform, is also considered one of today’s leading advertising media. There is an ongoing argument that YouTube measures and shares its own ad effectiveness. However, the consumer research results contradict with their measurements. The difficulty of measuring the performance of video ads on YouTube without YouTube’s built-in data increases the debate about its effectiveness as an advertising environment and therefore makes it more important to collect data from consumers through empirical research. This study was carried out with YouTube viewers located in Turkey, whose population is among the most online video watching Internet users in the world, to uncover the determining attitudes and the factors affecting them in the effectiveness of bumper ads, which YouTube introduced in 2016 as 6-seconds unskippable ad videos. The acquired data were tested by correlation and regression analysis under a predicted model that could explain the attitudes towards the ad. According to findings; it has been shown that the attitudes towards bumper advertisements are significantly related to the factors such as entertainment, informativeness, credibility, irritation, frequency of exposure and advertising value. However, it was found that the participants did not develop a positive attitude towards these factors, and the bumper advertisements, along with them

    İNTERNETİN SANAT FESTİVALLERİNDE HALKLA İLİŞKİLER AMAÇLI KULLANIMI: 20. VE 21. İZMİR AVRUPA CAZ FESTİVALLERİ İZLEYİCİ ARAŞTIRMASI

    Get PDF
    İnternet halkla ilişkiler uygulamalarının pek çok alanında kullanılan, pek çok iletişim kanalını bir arada sunan bir ortamdır. Sanat etkinliklerini belirli bir sürede bir arada sunan sanat festivallerinde son yıllarda internetin halkla ilişkiler amaçlı kullanımı artmıştır. İnternet ve sosyal medya platformlarının sanat festivallerinin organizatörü olan kurumlara halkla ilişkiler uygulamalarında ve izleyicilere ulaşmada sunduğu olanaklar geleneksel medya kanallarının sunduklarının önüne geçmiştir. Çalışma kapsamında, sanat festivalleri izleyicilerine ulaşmada hangi iletişim kanallarının daha etkili olduğunu saptamak amacıyla 20. ve 21. İzmir Avrupa Caz Festivalleri katılımcılarına bir anket uygulanmıştır. Verilerin değerlendirilmesi sonucunda internet ve sosyal medya platformlarının izleyiciye ulaşılmasında etkili olduğu, geleneksel medya kanallarının ise internetin gerisinde kaldığı ortaya çıkmıştır. Ancak internetin yanında festivali düzenleyen İzmir Kültür Sanat ve Eğitim Vakfı'nın kullandığı dış mekan tanıtım araçları ve izleyicilerin yakın çevrelerinden edindikleri bilgilerin de internetle birlikte izleyicilerin üzerinde etkili olduğu belirlenmiştir

    Satınalma karar verme sürecinde bilgiye ulaşma aracı olarak sosyal ağ medyası: Tüketici elektroniği sektörü üzerine bir araştırma

    No full text
    Web 2.0 araçlarının ve internet teknolojilerinin gelişimi, geleneksel tüketicinin yapısını etkileyerek yerini daha aktif katılım gösteren, markalar, ürünler, deneyimler hakkında bilgi edinmek ve bunları diğer tüketicilerle paylaşmak için sosyal medyayı kullanan "üreten tüketiciye" bırakmasına neden olmuştur. Bu bağlamda, tüketicinin satın alma karar süreci ile sosyal medya kullanımı arasındaki ilişkinin açıklanması önem taşımaktadır. Bu çalışma, tüketicilerin satın alma karar süreçlerinde bilgi edinme amacıyla sosyal medya ve kullanıcı üretimli içeriğin kullanılmasına yönelik davranışsal niyetin oluşmasında etkili olan faktörleri ortaya koymayı amaçlamaktadır. Bunun için Teknoloji Kabul Modeli (TKM) çerçevesinde; algılanan kullanım kolaylığı, algılanan fayda, ağ dışsallıkları, yatkınlık, sosyal etki ve tutum faktörlerinden oluşan bir yapısal eştlik modellemesi (YEM) oluşturulmuştur. Elde edilen sonuçlara göre, satın alma karar sürecinde bilgi edinme amacıyla sosyal medyanın kullanımında algılanan fayda ve sosyal medya kullanımına yönelik tutumun doğrudan etkili olduğu, buna karşılık sosyal etkinin ise doğrudan bir etkisinin olmadığı ortaya çıkmıştır.The rise of Web 2.0 tools and emerging internet technologies means that the image of the traditional consumer is being replaced with an active, permanently connected, consumer who uses the internet to find information about brands and to share opinions and shopping experiences with other consumers – a consumer who can be classified as a prosumer. In this context it is important to reveal how consumers use social media within their purchasing decision process. The present work describes an on-line survey conducted in Turkey, aimed at identifying which aspects most influence users' intention to use social media and user generated content as an information source in their purchasing decisions. A structural equation model was constructed based on the Technology Acceptance Model (TAM), in which the intended use of social media for gathering information in purchasing decisions depends on six variables: perceived usefulness, perceived ease of use, network externalities, aptitude, social influence and attitude. The results show that the intended use of social media for gathering information in purchasing decisions is influenced by its perceived usefulness and by the attitude towards social media. In contrast, the social influence does not have such direct influence

    Sosyal Medyadaki Yeni Kanaat Önderlerinin Birer Reklam Aracı Olarak Kullanımı: Twitter Fenomenleri Üzerine Bir Araştırma

    No full text
    Dünyada ve Türkiye’de sosyal medya kullanımı ve buna paralel olarak sosyal medyanın bir reklam ortamı olarak kullanımı da hızla artmaktadır. Bu bağlamda günümüz markaları reklam mesajlarını hedef kitleye ulaştırabilmek adına bu ortamları yoğun bir biçimde kullanmaktadır. Günümüz markaları, Türkiye’de en yaygın olarak kullanılan sosyal medya platformlarından biri olarak kabul edilen Twitter’daki yüksek takipçili kullanıcıları (Twitter fenomenleri) reklam mesajlarının birer aracı, onların takipçilerini ise birer hedef kitle olarak konumlandırmaktadır. Bu çalışmada, günümüzde birer reklam aracı olarak kabul edilen Twitter fenomenlerinin özelliklerinin belirlenmesi ve bu kullanıcıların markalar ile olan reklam faaliyetlerini içeren süreçlerin ortaya çıkarılması amaçlanmış olup bu bağlamda nitel bir çalışma gerçekleştirilmiştir. Çalışmada, elde edilen verilerin analizi yapılarak; araştırmaya katılan Twitter fenomenlerinin birer reklam aracı olarak kullanımına, reklam ajansları ve takipçileri ile olan ilişkilerine yönelik tüm süreçler ortaya konmuştur.</p

    Sosyal Medyadaki Yeni Kanaat Önderlerinin Birer Reklam Aracı Olarak Kullanımı: Twitter Fenomenleri Üzerine Bir Araştırma

    No full text
    Dünyada ve Türkiye’de sosyal medya kullanımı ve buna paralel olarak sosyal medyanın bir reklam ortamı olarak kullanımı da hızla artmaktadır. Bu bağlamda günümüz markaları reklam mesajlarını hedef kitleye ulaştırabilmek adına bu ortamları yoğun bir biçimde kullanmaktadır. Günümüz markaları, Türkiye’de en yaygın olarak kullanılan sosyal medya platformlarından biri olarak kabul edilen Twitter’daki yüksek takipçili kullanıcıları (Twitter fenomenleri) reklam mesajlarının birer aracı, onların takipçilerini ise birer hedef kitle olarak konumlandırmaktadır. Bu çalışmada, günümüzde birer reklam aracı olarak kabul edilen Twitter fenomenlerinin özelliklerinin belirlenmesi ve bu kullanıcıların markalar ile olan reklam faaliyetlerini içeren süreçlerin ortaya çıkarılması amaçlanmış olup bu bağlamda nitel bir çalışma gerçekleştirilmiştir. Çalışmada, elde edilen verilerin analizi yapılarak; araştırmaya katılan Twitter fenomenlerinin birer reklam aracı olarak kullanımına, reklam ajansları ve takipçileri ile olan ilişkilerine yönelik tüm süreçler ortaya konmuştur.</p

    Kullanımlar ve Doyumlar Yaklaşımı Çerçevesinde Facebook Uygulamalarının İncelenmesi: Yaşar Üniversitesi Öğrencileri Üzerine Bir Araştırma

    No full text
      Kullanımlar ve doyumlar kuramı, gençlerin Facebook uygulamalarını kullanma, eğilim ve amaçlarını anlamaya yönelik bir yol ve teorik altyapı sağlamaktadır. Bu çalışma, Yaşar Üniversitesi öğrencilerinin sosyal ağlardaki kullanım ve doyumlar motivasyonlarını incelemektedir. Bununla beraber, Facebook’taki uygulamaların kullanıcı motivasyonlarını araştırırken, bu motivasyonlar ile kullanıcıların etkileşimlerini destekleyici uygulamaların özellikleri arasındaki ilişkiye de ışık tutmaya çalışmaktadır.Ankete katılan öğrencilerin (n= 406) çoğunun Facebook’u eski bağları kurmak / güçlendirmek, ardından temel faydalar doğrultusunda, üçüncü olarak zevkli vakit geçirme motivasyonları ile kullandıkları saptanmıştır. Ayrıca üniversite öğrencilerinin Facebook uygulamaları arasında, eğlence uygulamalarını, daha sonra arkadaş ve aile uygulamalarını, üçüncü olarak da yaşam tarzı uygulamalarını kullandıkları bulunmuştur. Araştırma, gelecekteki çalışmalara ışık tutacak olan öneriler kısmı ile tartışılmıştır.</p

    Kullanımlar ve Doyumlar Yaklaşımı Çerçevesinde Facebook Uygulamalarının İncelenmesi: Yaşar Üniversitesi Öğrencileri Üzerine Bir Araştırma

    No full text
      Kullanımlar ve doyumlar kuramı, gençlerin Facebook uygulamalarını kullanma, eğilim ve amaçlarını anlamaya yönelik bir yol ve teorik altyapı sağlamaktadır. Bu çalışma, Yaşar Üniversitesi öğrencilerinin sosyal ağlardaki kullanım ve doyumlar motivasyonlarını incelemektedir. Bununla beraber, Facebook’taki uygulamaların kullanıcı motivasyonlarını araştırırken, bu motivasyonlar ile kullanıcıların etkileşimlerini destekleyici uygulamaların özellikleri arasındaki ilişkiye de ışık tutmaya çalışmaktadır.Ankete katılan öğrencilerin (n= 406) çoğunun Facebook’u eski bağları kurmak / güçlendirmek, ardından temel faydalar doğrultusunda, üçüncü olarak zevkli vakit geçirme motivasyonları ile kullandıkları saptanmıştır. Ayrıca üniversite öğrencilerinin Facebook uygulamaları arasında, eğlence uygulamalarını, daha sonra arkadaş ve aile uygulamalarını, üçüncü olarak da yaşam tarzı uygulamalarını kullandıkları bulunmuştur. Araştırma, gelecekteki çalışmalara ışık tutacak olan öneriler kısmı ile tartışılmıştır.</p

    Viral kültür ile sitopatik etkinin gösterildiği uzamış bir COVID-19 olgusu

    No full text
    Viral kültür ile sitopatik etkinin gösterildiği uzamış bir COVID-19 olgusu Eda Alp Göker1 , Sevim Meşe2 , Gülay Korukluoğlu3 , Atahan Çağatay1 , Serap Şimşek Yavuz1 , Haluk Eraksoy1 1 İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi, İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı 2 İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Viroloji ve Temel İmmunoloji Ana Bilim Dalı 3 Türkiye Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü Ulusal Viroloji Referans Laboratuvarı Amaç Dünya Sağlık Örgütü tarafından 2019 sonunda Çin’de ortaya çıkan,tüm dünyayı etkisi altına alan COVID-19 hastalığı 11 Mart 2020’de pandemi olarak ilan edilmiştir.Bu bildiride ilk infeksiyondan yaklaşık 7 ay sonra nazofarengeal sürüntü (NFS) örneğinde SARS-CoV-2 RNA pozitifliği devam eden bir hastada viral kültürle virüs canlılığının doğrulandığı bir olgu sunuldu.Olgu 2019’da akut promyelositik lösemi tanısı alan hastaya 2019 yılında allogenik kök hücre nakli yapılmış. Bir yıl sonra ateş,öksürük yakınmalarıyla başvuran hastanın,19 kasım 2020’deki NFS örneğinde SARSCoV-2 RNA pozitifliği saptandı.Fizik muayenede vücut sıcaklığı 38.3°C,nabız 92 atım/dakika,TA 100/66 mmHg,oda havasında SpO2 %98 olarak saptandı.Tetkiklerinde lökosit 4.60×10⁹ / lt,lenfosit 1.10×10⁹ /lt,C-reaktif protein 12 mg/lt idi.Yaklaşık 3 ay takip edildikten sonra taburcu edilen hastadan aralıklı olarak alınan NFS örneğinde SARS-CoV-2 RNA pozitifliği saptandı.7 haziran 2021’de ateş,öksürük şikayetleriyle başvuran hastadan tekrar NFS örneği alındı.Viral nükleik asit ekstraksiyon ve taşıma sıvısı (vNAT) içerisinde laboratuvara ulaştırılan örneklerinden viral RNA ekstraksiyonu,Bio-Speedy® Viral Nükleik Asit İzolasyon Kiti ile manuel yapıldı.RT-qPCR işlemi,Bio-Speedy® COVID-19 RT-qPCR Tespit Kiti kullanılarak Rotor-Gene Q-5-Plex Real Time PCR (Qiagen, Almanya) cihazında yapıldı.Testin geçerliliğini doğrulayan RNAse P’nin pozitifliğinde,ORF1ab ve N gen bölgesini gösteren sigmoidal eğriler pozitif olarak değerlendirildi.Yedi ay SARS-CoV-2 RNA pozitifliği devam eden hastanın örneğinde canlı virüs varlığı araştırılmak üzere viral kültür yapıldı. Alınan NFS örneği viral transport medium (VTM, Copan diagnostik) içerisinde soğuk zincir kurallarına uygun olarak Türkiye Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü Ulusal Viroloji Referans Laboratuvarına gönderildi. Viral kültür işlemleri biyogüvenlik seviye-3 (BSL-3) güvenlik kabininde Vero E6 hücrelerinde yapıldı.Viral kültürün 2.pasajında sitopatik etki saptandı. Sonuç Uzamış COVID-19 olgularında hastaların klinik özellikleri ve eşlik eden hastalıkları titizlikle değerlendirilmelidir

    Hacettepe Dahiliye Ders Kitabı 2

    No full text
    Ondokuzuncu yüzyılın tıp literatürü, korku filmi gibidir. Hekimlerin, ellerine geçirdikleri her şeyi, akıllarına gelen her yöntemi tedavi için kullandıkları görülür. Bilgiye değil, kulaktan dolma duyumlara dayanan, “içten doğma” uydurma fikirlerle hastaların yelken kürek tedavi edilmeye çalışıldığı bir dönemdir. Litrelerce kan alınır, barsaklar yüksek basınçlı lavmanlarla delik deşik edilir, hastalar buzlu sulara yatırılıp uzuvlar gangren olana dek dondurulur, dondurmak işe yaramazsa kaynar kazanlara sokulur, deriyi kabartan bitkisel merhemlerle epidermis eritilir, terkibi ikinci kez asla tutturulamayan envai çeşit bitkisel karışımlarla organlar iflas ettirilirdi. Yirminci yüzyılın başında, modern tıbbın kurucusu sayılan Dr. William Osler öncelikle bu “palavra tıbba” rest çekmiş, yeni bir çağı aralamıştır. Çağdaşı olan bazı hünerli hekimlerle birlikte, önümüze gelen her hastayı, elimize geçirdiğimiz her şeyle, bu şekilde rastgele tedavi edemeyiz, öncelikle hastalıkları tanımamız gerekir diyerek, tıbbın önceliğini tanıya yöneltmişler, kendilerine kadar olan eski devirlerden miras iki ilaç (digoksin ve morfin) dışındaki tüm o ilkel tedavi yöntemlerini reddetmişlerdir. Akıldışı eski tedavileri reddederek, yerine henüz yeni bir tedavi seçenekleri de olmadığından; yalnızca (doğru) tanı koymaya çalışan ve hastanın prognozunu tayin etmeye odaklanmış, tepkisel ve aslında bir bakıma muhafazakar yeni bir tıbbı başlatmışlardır. Tıp eğitimini de bu doğrultuda değiştirip, çalakalem ilaç ve tedavi veren hekimler yerine; hastanın hastalığını kavramaya çalışan, doğru tanı koyan hekimler yetiştirmeye yönelmişlerdir. Tıp eğitimindeki “hasta başı vizitler” bizzat Dr. William Osler tarafından başlatılmıştır. Bu ekol, 1900’ların başında cesur bir kararla, neyi tedavi ettiğini bilmeyen eski hekimlik pratiğini kapatıp, öncelikle hastalıkları kavramaya, hastalarına titizlikle isabetli bir tanı koymaya odaklanmıştır. Bu devir, tıbbın rönesansı sayılır. Kuruluşundan itibaren çağdaşı modern tıp dünyasının bir takipçisi ve aktörü olan Hacettepe Tıp Fakültesi; hünerli hekimler, iyi klinisyenler yetiştirmeyi amaçlamıştır. Prof. Dr. Şeref Zileli’nin kurucusu olduğu İç Hastalıkları Anabilim Dalımız, mezuniyet öncesi tıp eğitiminde yatay ve dikey entegrasyon modeliyle klinik eğitim aşamasında, öğrencilerimize “dahiliye nosyonu” kazandırmayı hedeflemiştir. Dahiliye nosyonu, hastaya saçından tırnağına bir bütün olarak bakabilmeyi; hastanın sorunlarını rasyonel bir klinik denklem haline getirebilmeyi; semptomlarından başlayıp, fizik muayene ve isabetli tetkik seçimiyle en doğru tanıyı koyabilmeyi ve hastaya en az zarar verecek en uygun tedaviyi planlayabilmeyi gerektirir. Mezuniyet öncesi İç Hastalıkları Klinik Eğitim programımızın öğrenim hedefleriyle, içeriği ve ulusal çekirdek müfredatımız gözetilerek hazırlanan bu kitap; İç Hastalıkları, Kardiyoloji, Göğüs Hastalıkları, İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji anabilim dallarımız öğretim üyelerinin ortaklaşa titiz bir çalışmasıdır
    corecore